Adı İlhan'dı, sonrasında sorduğum kadarıyla daha 12 yaşındaydı. Gözleri o kadar derin bakıyordu ki, korktum bakamadım bir süre.
Adı İlhan'dı. Azar işitirken duydum adını. Kibarlık budalalığını maske olarak kullanan ve işindeki kutsallıktan bir nebze olsun bir şey alamamış bir sahafta rastladım ona, İlhan'a... Sonradan anladım, müşterilere yardım etmek için komik bir rakama çalışıyormuş.
Adının İlhan olduğunu azarlanırken duydum. Otuz beşlerinde bir adam ve bir bayan tarafından işini severek yapmadığı gerekçesiyle azarlanıyordu İlhan. Onlar müşterilere yardım etsin diye para veriyorlardı ona. İlhan'a...
Korktum kafamı çevirip bakmaya. Ya ağlarsa diye ben ağlayacaktım, korkarak baktığım anda gördüm ki öylesine dik duruyordu ki o lafları duyarken, bitirmelerini bekledi ve ekledi: "Eve 10'da varıyorum, ödevlerimi yapacak vaktim bile olmuyo."
"İlhan" dediler, "bir daha gelme, hem sen rahat edersin hem biz. Bir çocuk bile bu kadar sorun çıkarırsa..." Çocuktu, sorun çıkarıyordu. Çocuk olmanın suç olduğu bir toplumun bireyi olmaktan utandım.
"İlhan, al şu parayı!" dediler, almadı, geleli 2 saat olduğu için hak etmediğini söyledi, böylesine bir cevabı sanırım hiç kimse beklemiyordu bir an sessizlik olmuştu. Adının İlhan olduğunu hatırlatırcasına bir kez daha seslendiler, annenlere selam söyle diye de eklediler. İlhan bakakaldı. Hiç kovulmamıştı. 12 yaşında olduğunu hatırlarcasına bekledi bir kaç dakika.
Çıkmaya başladı sahafın merdivenlerini. Zar zor yetiştim İlhan'a, elimdeki Cemal Süreya kitabının parasını verdikten sonra. "Kaça gidiyorsun İlhan?" cevapladı "Orta 1". Boğazım düğümlenmişken, "zordur" demeyi ekleyebildim, zordur bazen yaşamak. "Herkes eşittir ama bazıları daha eşittir" diyebilmek istedim, kelimeler çıkamadı İlhan'ın o gözlerine bakarken. Tarlabaşı'na doğru yol alırken fark etmeden yürümüşüm baya.
Sonunda dilim açılmışçasına "sen gururlu birisin" diyebildim. Çocuksun lafı yakışmazdı cümleye, bireydi çünkü karşımda duran minik beden. Yaşadığı her şeyin farkında olan ve 10 saat için 10 lira kazanan bir birey. Ne türlü konuşsam bilemeden sarılıp "kendine iyi bak" diyebildim sadece İlhan'a. Biliyorum ki bir gün bu yaşadıklarını yazacaksın gururla diye düşünerek baktım. Adı İlhan'dı ve 12 yaşındaydı. Daha çocuktu İlhan ama okuyan... Tarlabaşı'na doğru yol alırken bir daha baktım. Daha da bakamadım. Koşarcasına uzaklaştım. Kalakaldı elimdeki Cemal Süreya.
Kendine iyi bak İlhan!
çok etkilendim..kaleminden anlatısından..sana rastlamak güzeldi..
ReplyDeleteyağmur PAPUR