Tabutta Rövaşata; isminin verdiği gizemle ve almış olduğu bir çok olumlu eleştiri ile izleyiciyi karşısına geçiriyor ve 75 dakika gibi kısa bir sürede tam anlamıyla kaybeden bir insanın yaşamını anlatıyor.
Baş rollerinde Ahmet Uğurlu, Tuncel Kurtiz ve Ayşen Aydemir'in rol aldığı bu kült filmin yönetmenliğini yapan ve senaryosunu yazan ise Derviş Zaim.
Mahsun Süpertitiz, hayatını inşaatlarda kalarak sürdüren, yakın arkadaşları tarafından karnı doyurulan, kimilerine göre deli, kimilerine göre akıllı bir evsizdir. Açamadığı kapı, çalamadığı araba yoktur. Filmin geçtiği 1996 yılında normal gibi karşılanan "falaka" cezasını o yemekten bıkmamıştır ama polis onu yakalamaktan ve dövmekten bıkmıştır. Rumeli Hisarı yakınlarındaki bir kahvede geçen olaylar silsilesinde eroinman bir kadına -Ayşen Aydemir- aşık olacaktır ve hayalini kurduğu tavus kuşları ve bu kadına ulaşmak için her şeyi yapacaktır.
Üşüdüğünde araba çalıp elini ısıtmak, çarptığı köpeği doktora götürmek, hayatta kalabilmek için polisten bir araba dolusu dayak yemeyi göze almaktır Tabutta Rövaşata. Hayatını renklendirmek için tavus kuşlarına sarılmak, ilk parasıyla arkadaşının mezarında içmek, bir kaç masum öpücük için gemileri yakmak, "çıkma ekmek" dışında bir tas çorbanın önemidir Tabutta Rövaşata. Yani aslında bu kadar sıkışmış bir hayatta yapılabileceklerin sınırının hem varlığı hem yokluğu, kısacası "Beni Taksim'e götür!!!" diye aciz duruma düşmektir. Mahsun Süpertitiz'ler her gün yanımızdan korkan gözlerle geçerken, onları daha iyi anlamamız içindir.
Filmdeki hayran bırakan oyunculuğuyla dikkat çeken Ayşen Aydemir'in de daha 35inde filmin çekildiği tarihten çok kısa bir süre sonra kanserden hayatını kaybetmiş olması bu "esrarlı" filmi Bab-ı Esrar müziği ile hüzünlü bir görüntüde hatırlamamıza sebep olacaktır.
Düşük bütçeli ve Neo-realizm esintisini yüzümüze yüzümüze vuran Tabutta Rövaşata hiç kuşkusuz Türk Sineması için önemli bir köşe taşıdır.
Serkan Erden
No comments:
Post a Comment