Monday 1 March 2010

140 Karakterli Bir Yaşam: Twitter!















Çok kısa bir süre içerisinde Türkiye'de de yaygınlaşmaya başladı. Magazinsel yüzlerin kullanmaktan çekinmediği ve her fırsatta fikirlerini ortalığa yayıp, toplum terbiyesi vermeye çalıştıkları bu ortamı tabiki bizlerde severek takip ediyoruz.

Verilen 140 karakter ile aslında "o an ne yaptığımız" ı hedefleyen Twitter, daha sonrasında "neler yaşıyoruz" u hedef aldı. Kullanım yoğunluğu çok eskiye dayanmayan bu sosyal ağ şimdiden "tweet etmek" gibi bir fiili dilimize soktu bile. bkz: tweet

Biri Bizi Gözetliyor mantığındaki programları çok tutan milenyum insanını iyi tanımak gerek tabi, Twiter'ı kötülemeden önce. Yüzyıllardır kendine dönük yaşayan bizler artık, izlenilmekten hoşlanıyoruz. Büyük şehirlerde yalnız kaldığımız her anda bile yaptıklarımızın duyulmasını, okunmasını istiyoruz. Böylece mirc, icq, msn, yonja, myspace, facebook gibi bir çok çabuk iletişime geçme ve haber olmak konusundaki çabalarımızı Twitter ile taçlandırmış olduk.

Bir bakıyoruz ki tabu olmuş ünlü simalar katıldıkları galalardan, çıktıkları çekimlerden ve yurt dışı seyahatlerinden neler yaptıklarını bizlerle paylaşır hale gelmişler. Hatta bazen abartıp, ayakkabılarını bağladıklarını, tuvalete gittiklerini bile eklemeyi unutmamışlar. Böyle olunca da düşünüyorum bazen, güzel bir reklam mı acaba bu, yoksa yüzlere maske geçirmiş televizyondan fırlayan kişilerin maskelerinin düştüğü bir an mı?

Basit manada cep telefonundan uzak durmak için kullanılan bir sanal iletişim aracı olarak iyi bir not alacak Twitter'ın bir de köşe olarak kullanılması var. Yazan kişiler işin mantığı bazen unutup, parçalar halinde yazdıkları yazıları göndermeyi de ihmal etmiyorlar. Böylece o an ne yaptığımız kurgusunu ortadan kaldırıp, deneme tadında bir yazıya dönüşüyor birden. Part 1... Part 2...

Sizce gerçekten de 2000 sonrası insanları 140 karakterle sosyalleşebilir mi?



Serkan Erden

1 comment:

  1. Blog dışında hiç bir sosyal ağda olmayan ben daha önceleri eleştirdiğim fakat itiraf ediyorum son zamanlarda büyüsüne kapıldığım, ben de bir twitter/facebook açsam mı diye düşündüğüm bir zamanda yazınızı okudum.Sanırım yaşadığımız ortamda tüm bunlardan tamamen soyutlanmak iletişimden kopmak anlamına gelebilir. Ama "dikkat!" diyorum ve temkini elden bırakmıyorum. Esiri de olmamak lâzım.Zaman ne getirecek yaşayıp göreceğiz sanırım.
    Paylaşım için teşekkürler.

    ReplyDelete